Yunanistan, Parga

İlk yazımda sıcak ve bol keyifli bir seyahatimi anlatmak istiyorum.. Yunanistan, Parga.. Evet tahmin edebileceğiniz gibi Pargalı İbrahim'in memleketi olan Parga.. Pek bilindik ve popüler bir tatil şehri olmamasına rağmen internette ki araştırmalarımız sırasında görüp, suyun rengine aşık olduğumuz şehir olarak tanımlayabilirim Parga'yı..

21 Haziran sabahı THY IST-Selanik seferiyle yolcuğulumuz başladı.. 1 sa bile sürmeyen uçak yolculuğumuzdan sonra Selanik havalimanına indik.. Alandaki araba kiralama merkezlerinin birinden araba kiralayarak Parga'ya doğru yola çıkabilirsiniz.. Biz daha önce internetten rezervasyon yapmış olduğumuz Avis'i tercih ettik.. Oldukça hesaplıydı ve üstelik sıfır km bir Subaru idi arabamız.. Uçaktan sonra arabamız da hazır olunca yolculuğun ikinci etabına başlamış olduk..

Çok keyifli ve bol manzaralı 4 saatlik bir yolculuğunuz olacak.. Biz TOMTOM' un azizliğiyle tamamen köy yollarından yaklaşık 6 saatte gittik fakat dönüşte olması gereken yoldan 3,5 saatte Selanik'e vardık. Eğer siz de Yunanistan köylerinden geçip, dere tepe düz gibip doğayla iç içe olalım derseniz "Paralı güzergahı tercih etme" seçeneğiyle Tomtom'u izleyebilirsiniz.. Böylece yukarıdaki gibi sahnelerde sizde başrol olabilirsiniz :)

Saatler sonra köylerin içinden geçip "deniz ne zaman karşımıza çıkacak" diye merak ettikten sonra sonunda bir Parga tabelasına rastladık :) o andaki sevincimi sanırım anlatmama gerek yok..
Ama hemen küçük bir hatırlatma yapayım, eğer Bodrum Havalimanından şehre inerken ki gibi birden karşınıza deniz manzarası çıkmasını bekliyorsanız -ki ben tam da böyle olacak sanmıştım- hemen bu düşünceyi kafanızdan atın.. çünkü Parga'da deniz yollardan daha aşağı seviyede bulunuyor.
Ama merak etmeyin,onca zaman denizi aramanıza değiyor manzara :) Sonunda otelimize varıp da odamıza girdiğimizde ilk iş balkona çıkmak oldu ve işte karşınızda balkonumuzdan birkaç kare ;)

                        

Otelimiz, Parga merkeze 4 dk mesafedeki "Lichnos Beach Hotel & Suites" idi (şehrin merkezine SHUTTLE servisleri vardı). 7 gecelik tatilimiz boyunca teras manzarası mı bahçe keyfimi diye karar veremediğimizden iki farklı odada kaldık.. İlk 4 gece teras katındaydık, sonraki 3 geceyse bahçeli odaya geçtik..

                    

Parga ile ilgili hatırladığım en önemli anlar, deniz-güneş-kum 3 lüsüne ve yemek yediğimiz anlara ait :) Aksini düşünmeme rağmen, otelimizin denizi tamda google da çıkan resimlerdeki gibiydi.. Özel plajda sere serpe yayılıp güneşin ve denizin tadını çıkarabileceğiniz ÜCRETSİZ şezlong-şemsiye ikilisi bulunmakta..

Hemen plajın üst tarafındaysa lezzetli mi lezzetli öğle yemekleri için cafe-bar mevcut.. Biz her öğlen bir salata birde ana yemek söyleyerek 2 kişi tıka basa doyduk-üstelik maksimum 10-15 € gibi bir fiyat ödüyorduk :) yazarken bile ağzımı sulandıracak kadar lezzetli soslarla tatlandırılmış yemeklerden mümkün olduğunca fazla yemenizi tavsiye ederim..

Şehir merkezi ise Akdeniz kültürünün bambaşka bir tadı.. Daracık sokakların kıyısında bembeyaz evler arasından sızan lezzetli yemek kokuları mı sahilden gelen deniz kokusu mu derseniz cevap veremem.. Çünkü bu iki kokuyu duyuyorsanız tam anlamıyla sarhoş olmuşsunuz demektir. 

Akşam yemekleriniz için Parga şehir merkezinde sahil şeridinde çeşit çeşit restaurantlar mevcut. Parga Yunanistan'ın İtalya tarafında olduğundan mutfağı da İtalya'dan etkilenmiş. Oldukça leziz İtalyan restaurantları bulabilirsiniz.
Tabii UZO' nuzun yanında balık da unutulmaması gereken seçeneklerden.

                     




Parga'ya gidip de yemeden dönmemeniz gereken bir başka şey ise Buble Gum Dondurma :)






Gece eğlencelerine gelecek olursak, malesef gece klubü tarzı mekanlar pek yok Parga'da.. İnsanlar genelde gece içkilerini yudumlarken hafif müzikle eğlenilen mekanlarda zaman geçiriyor. Evet Parga gece de ışıl ışıl fakat aradığınız bir "kopma şehriyse" Parga öyle bir şehir değil..

Son olarak tavsiyem, şehri bir de kalenin gözünden görmeden dönmemeniz..