Merak ettikleriniz

Ağustos 09, 2016

Karadeniz, 2016

Merhaba,


Uzuuunn bir aradan sonar yine yazıyorum.. Geçtiğimiz haftayı eşimin ailesini ziyaretle geçirdik.. Bu kez annemi de götürdüğümüz için daha once gördüğüm bazı turistik yerleri tekrar gördük.. Şimdi hem size oralardan birkaç ufak bilgi verip, hemde güzel fotolarla bol oksijen göndereceğim :)


Yazıma başlamadan once Mesude Anneme, Cevdet Babama ve ablalarıma da çok teşekkür etmek istiyorum.. Çok eğlendik ve herşeyi bizim yerimize düşündükleri için çok rahat ettik..


Aslında arada kısa da bir de Abant gezisi yaptık, yazısı da hazır fakat henüz yayınlayamadım. Muhtemelen bunun peşine de o gelecek.. Biraz tersten geliyorum haklısınız.. Olsun geç olması güç olmasından iyidir ;)


Bu kez Trabzon havalimanına değil de yeni açılan Ordu-Giresun Havalimanına indik. Ufacık ama yepyeni, temiz, butik ve sevimli bir havalimanı olmuş, ve cidden baya pratik olmuş. Yarım saate eve vardık. 2 gün Giresun'da kaldık. Giresun Kalesini takiben şehir turu yaptık. Miniğimizde ilk uçak yolculuğu sonrası hem biraz dinlendi hem de babasının evinde zaman geçirdi :)




Ertesi gün diğer halamıza geçip, yani Trabzon'a geçip, önce biraz kuzenlerle kudurukluk yapıp sonar ertesi gün Uzungöl'e devam ettik.
Ben sanırım 6-7 sene önce Uzungöl' ü görmüştüm ve o zaman gerçekten çok beğenmiştim çünkü dağların arasına uzanan gerçekten sadece uzunca bir göl manzarası ve doğası vardı karşımda.. Bu kez yine doğasına hayran kaldım, ama yanında bir de yeni kurulan tesislerin çokluğuna şaşkınlık yaşadım. Yine de ben Uzungöl' ü seviyorum.




Ve Uzungöl' den sonar, sırada asıl durağımız, benim Karadeniz de en sevdiğim yer var.. Köy.. Rize, Çamlıhemşin, Küşüve..
Annemi ilk kez götüreceğim için çok heyecanlıydım, çünkü ben köye ilk gittiğimde eşime aslında diger yerleri görmeme gerek olmadığını, köyün tek başına Karadeniz ruhunu hissetmek için yeterli olduğunu söylemiştim :) bakalım annem ne düşünecek diye meraktaydım ama çok sürmedi annemden de aynı tepkiyi aldım.
Benim için asıl Karadeniz köy demek. Fırtına deresinin sesiyle uyumak.. Kuş sesiyle uyanmak.. Sabah erkenden ama aşırı dinlenmiş şekilde uyanmak.. Yukarı mahallelere çıkıp manzarayı izlemek.. Aşağıya inip bakkala gitmek :) hiç boşalmayan "kapının önünde" aslında akraba olan komşularla oturmak :) bence en güzel bunlar.. Bir de Mesude annem sofraya muhlama koyarsa, ooohhh, benden iyisi yok..






Tabii, Zilkale'yi unutmayalım.. Şimdiye kadar heryerde gördüğüm ve gezdiğim tüm kalelerin en en en güzeli bence.. O uçurumun kenarına nasıl yapmışlar diye her seferinde düşünüyorum :) bu kez minnoşum kucağımda uyuduğundan çok gezmedim, ilk kata annemleri bekledim ama yine de kızımı o temiz havada uyutmaya deydi..





Birde Ayder var.. Bence bizim köyün yerini tutmaz ama orası da güzel ;)





Bu arada, miniğimle uçmak ve köye çıkmakla ilgili de biraz bir şeyler söyleyeyim; uçakta hiçbir sıkıntı yaşamadık. Kalkarken ve inerken gerekenleri yaparsanız bir sıkıntı olmuyor. Tabii tüm yolculuğu rahat geçirmemizde annemin hakkını da yiyemem! Tekrar çok çok teşekkür ederim annecim, iyi ki vardın.. Varsın..
Köyün rakımı da normalden çok olduğu için aslında bir soru işareti vardı kafamızda ama bir sıkıntı çıkmadı.. Tabii biz buna güvenip birde yaylaya çıkalım, Elevit'i de görelim dedik ama Çat'tan geri döndük çünkü kuzum arabada çok ağladı, sanırım basınçtan kulakları rahatsız oldu.. :( Neyse yaylayı bu sefer göremedik, 2. seferi Alin biraz daha büyüdükten sonraya saklamaya karar verdik..


Neyse çok konuştum.. Biraz sizi fotoğraflarla baş başa bırakayım..















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder